Yeryüzünün küresel boyuttaki iklim modelleri, büyük ölçüde, güneş
enerjisi girdisi ve gezegenin uzaydaki hareketi tarafından belirlenir. Güneşin,
atmosfer, karasal ortamlar ve su üzerindeki ısıtıcı etkisinin oluşturduğu
sıcaklık değişiklikleri, hava hareketi döngüleri ve suyun buharlaşması,
iklimde enleme bağlı olarak ortaya çıkan çarpıcı değişikliklerden sorumludur.
Güneş doğrudan tam tepede olduğunda güneş radyasyonu en şiddetli olduğundan,
Dünya'nın biçimi, güneş ışığının şiddetinde enleme bağlı olarak değişikliklerin
ortaya çıkmasına neden olur. Bununla
birlikte, gezegenin ekseni, aynı zamanda, güneşin çevresindeki yörüngenin
düzlemine göre 23.5° eğiktir; bu eğiklik, güneşten yayılan ışınların şiddetinde
mevsimsel değişikliklere neden olur. Tropikler
(23.5° kuzey enlemi ile 23.5° güney enlemi arasında kalan bölgeler),
Dünya'daki her hangi bir bölgedekine göre güneş radyasyonu bakımından en büyük
yıllık girdiyi alır ve mevsimsel olarak
en az değişikliği yaşar. Işık ve sıcaklıktaki mevsimsellik, kutuplara doğru
gidildikçe düzenli olarak artış gösterir; kutup bölgeleri, sürekli karanlık
dönemlerin olduğu, uzun ve soğuk kış mevsimlerine ve sürekli aydınlık
dönemlerin olduğu, kısa süren yaz mevsimlerine sahiptir.
Ekvator yakınındaki şiddetli güneş
radyasyonu, havanın küresel boyutta dolaştırılmasını başlatır, yağış ve
rüzgarları meydana getirir. Tropiklerdeki yüksek sıcaklıklar, Dünya'nın
yüzeyinden suyu baharlaştırır ve nemli, ılık hava kütlelerinin yükselerek
kutuplara doğru akmasına yol açarlar. Yükselen hava kitleleri, içerdikleri
suyun çoğunu salarak, tropik bölgelerde yoğun yağışlara neden olular. Böylece,
yüksek sıcaklıklar, şiddetli güneş ışığı ve bol yağışlar, tropik iklimin tipik
özellikleridir; bu iklim, bazı tropik ormanlardaki bol bereketli bitik
örtüsünün gelişmesini ve mercan resiflerinin gelişimini destekler. Yüksek
yükseltilerde artık kuru olan hava kütlesi, 30° kuzey ve güney enlemleri
civarında yeryüzüne doğru inerken karalardan nem absorblar ve bu enlemlerde
yaygın olan çöllerin gelişmesine yol açan kurak iklimi yaratır. Aşağı doğru
inen havanın bir kısmı, daha sonra düşük yükseltilerde kutuplara doğru akar ve
yoğun yağış bırakır (tropiklerdekinden daha az olmasına karşın); buralarda
hava kütleleri tekrar yükselir ve 60° enlemin civarında nemini salar. Kozalaklı
ormanların genişçe yayılışı, bu oldukça nemli fakat genellikle soğuk olan
enlemlerdeki, peyzaja hükmeder. Bu soğuk ve kuru olan havanın bir kısmı yükselerek
daha sonra kutuplara doğru akar ve kutuplarda bu hava aşağıya doğru iner ve
geriye ekvatora doğru akarken nemi absorblar. Sonuçta, Arktik ve
Antarktika'nın oransal olarak yağmursuz ve çok sert soğuk iklimleri ortaya
çıkar.
Tropikal
yağmur ormanı, dikey olarak tabakalaşma gösterir. Taç bölgesinde yer alan
ağaçlar, en üst tabakayı oluşturur. Taç tabakası, genellikle çok sıkıdır;
böylece aşağıdaki zemine çok az ışık ulaşır. Ağaçların yıkılması nedeniyle, bir
açıklık meydana geldiği zaman, diğer ağaçlar ve odunsu sarmaşıklar hızlı olarak
gelişir; ışık ve alan için rekabet etmek suretiyle boşlukları doldururlar.
Ağaçların çoğu, orkide ve Bromelia cinsine ait epifitik bitkilerle
(topraktan ziyade, diğer bitkiler üzerinde gelişen bitkiler) kaplıdır. Tropiklerdeki
bir bölgeden diğerine değişiklik gösteren düşük yağış miktarı, alanda gelişecek
olan vejetasyonun belirlenmesinde birincil faktördür. Her hangi bir zamandaki
yağış miktarının az olduğu ya da uzun süreli kurak dönemlerin yaşadığı alçak
kesimlerde, tropikal kurak ormanlar hakim durumdadır. Orada bulunan bitkiler,
dikenli çalılar ve ağaçlar ve sukkulent (su depolayıcı) bitkilerin bir karışımı
şeklindedir. Kurak ve yağışlı dönemlerin belirgin olarak ayrılmış olduğu
bölgelerde, yaprak döken tropikal ağaçlar yaygındır.
CAMPBELL – REECE, BİYOLOJİ sf. 1101-1113
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder