ISI DÜZENLEMESİ
Bir hayvanın karşılaştığı
esas problem normal hücre fonksiyonlarına olanak sağlayan iç çevreye sahip
olmaktır. Biyokimyasal aktiviteler kimyasal çevreye karşı duyarlıdır. Biyokimyasal
reaksiyonlar aynı zamanda ısıya karşı da çok duyarlıdır. Bütün enzimlerin bir
optimum ısısı vardır. Bu ısınsın üstü veya altında enzimin işlevi zayıftır.
Isı
ise biyokimyasal dengesini koruması gereken hayvanlar için büyük bir
kısıtlamadır. Vücut ısısı çok düşerse metabolik olaylar yavaşlayarak hayvanın
üretim ve aktivite için topladığı enerjiyi azaltır. Eğer vücut ısısı çok
yükselirse metabolik olaylar düzensizleşir ve enzimler zarar görür, hatta bazen
tamamen çalışmaz hale gelirler. Bu hayvanlar sadece belirli sıcaklıklarda,
genelde 0 derece ile 40 derece arasında yaşayabilirler. Ya vücutlarına uygun
bir çevre bulmak ya da metabolizmalarını dengede tutabilecek şekilde özellikler
geliştirmek zorundadırlar.
EKTOTERMİ VE ENDOTERMİ
‘’Soğukkanlı’’ ve ‘’Sıcakkanlı’’
terimleri uzun süredir hayvanları iki gruba ayırmak için kullanılmaktadır. Memelilerin
ve kuşların vücut ısılarının genellikle (her zaman olmasa da) havanın ısısından
daha sıcak olduğu doğrudur fakat soğukkanlı bir hayvan illa soğuk değildir.
Tropikal balıklar, böcekler ve sürüngenler güneşin altında kala kala
memelilerinkine yakın vücut ısılarına sahip olabilirler. Bakıldığında çoğu sıcakkanlı
ve soğukkanlı subjektif ve belirsizdir fakat dağarcığımıza öylesine yerleşmiştir
ki çoğu biyologlar bunları değiştirmek yerine kullanmayı daha kolay bulur.
Poiklotermik
ve Homeotermik terimleri zoologlar
tarafından soğukkanlı ve sıcakkanlı’ya alternatif olarak kullanılır. Vücut
ısısının çeşitliliğine dikkat çeken bu terimler daha belirgin ve bilgilendirici
olmasına karşın yine sorunlar vardır. Mesela derin su balıkları belirgin bir
ısı farkının olamayacağı bir çevrede yaşarlar. Vücut ısıları kesinlikle stabil
olduğu halde bu balıklara homeotermik demek terimin yanlış kullanımı olur. Yani
homeotermik kuşlar ve memeliler arasında çoğunun vücut ısısı gün içinde ve
mevsimler ile birlikte değişir.
Fizyologlar ise vücut ısısını
tanımlamak için farklı bir yöntem kullanırlar. Hayvanın vücut ısısının sıcaklık
alımı ve kaybı ile alakalı olduğu üzerinde dururlar. Bütün hayvanlar hücresel
metabolizma ile ısı üretirler ama çoğunda ısı oluşturulduğu gibi harcanır. Bu
ektotermik hayvanlarda – ki çoğu hayvan bu gruptadır- vücut ısısı çevrenin
ısısıyla belirlenir. Çoğu ektotermler daha müsait ısılara sahip çevreleri ararlar
(güneş altında durmak gibi).
Fakat vücut ısısını arttırmak
için alınan enerji çevreden gelir vücuttan değil. Bazı hayvanlar vücut
ısılarını stabil tutabilmek için gerekli olan metabolik ısıyı üretebilirler
çünkü vücut ısılarının kaynakları onlardır. Bunlara endotermikler adı verilir.
Bu avantajlı olanlar kuşlar, memeliler, bazı non-avian sürüngenler, hızlı yüzen
balıklar ve bazı böceklerdir. Endotermi sayesinde kuşlar ve memeliler vücut
ısılarını sabit tutabilir, biyokimyasal olayların ve sinir sisteminin
fonksiyonlarının devamlılığını sağlayabilirler. Endotermikler böylece kışın
bile aktif kalabilir ve ektotermiklerin yaşayamayacağı alanlarda
yaşayabilirler. Endotermikler sonradan oluşabilecek ısı kaybına ve/veya limitli
besin kaynağına karşı aktivitelerini düşürerek kış uykusuna yatarlar.
EKTOTERMLER ISI BAĞIMSIZLIĞINA NASIL ULAŞIRLAR?
Davranışsal Düzenlemeler
Davranışsal Düzenlemeler
Ektotermikler vücut ısılarını
fiziksel olarak kontrol edemeseler de, çoğu davranışlarıyla bunu
başarabilmektedirler. Ektotermler genelde onlar için arzu edilebilir ısıda olan
çevreleri ararlar. Çöl kertenkeleleri gibi bazı ektotermler değişik saatlerde
güneş ışınımından faydalanarak vücut ısılarını sabit tutarlar. Sabahın erken
saatlerinde kafalarını güneş ışınına maruz bırakarak ısıyı almasını sağlarlar.
Gün boyunca sıcaklık arttıkça yüzlerini güneşe döner ve vücutlarını sıcak
yüzeyden uzaklaştırarak ısıya maruz kalınımını azaltırlar. Günün en sıcak
saatlerinde ise gölgelerde saklanabilirler. Sonradan güneş batmaya başlarken
çıkar ve yine iyice ısı toplarlar. Bu tür davranışlar hava ısısı 29 derece 44
derece arasında değişirken vücut ısısını 36 ve 39 derece arasında tutmaya
yarar. Bazı kertenkele türleri öğlen sıcağını barınacak yere ihtiyaç duymadan
da tolöre edebilirler. Çöl iguanaları 42 C’ lik bir vücut ısısı tercih ederler,
hatta aktif halde iken bu 47 C’ye kadar çıkabilir. Yani doğal olarak soğukkanlı
terimi bu hayvanlara hiç uymaz.
Metabolik Düzenlemeler
Çoğu ektotermler metabolizma
hızlarını egemen ısıya göre metabolik yoğunluklarını değiştirmeden ayarlayabilirler.
Buna ısı telafisi adı verilir ve karışık biyokimyasal ve hücresel ayarlamalar
gerektirir. Bu tür ayarlamalar bir semender ya da balığın hem soğuk hem sıcak
çevrelerden aynı şekilde yararlanmasını sağlar. Böylece endotermler vücut
ısılarını çevre ısısından bağımsız tutabilirken ektotermler de neredeyse
aynısını metabolizmalarını vücut ısılarından bağımsız, koruyarak aynı şeyi
yaparlar.
ENDOTERMLERDE ISI DÜZENLEMESİ
Çoğu memelinin vücut ısısı
36’C ve 38’C arasında değişir. Kuşlarınki ise 40’C ile 42’C arasındadır. Sabit
ısı ise ısı üretimi ve ısı kaybı arasındaki hassas bir denge ile korunur. Isı
hayvanın metabolizması tarafından üretilir. Bu besinlerin oksitlenmesini, ana
hücre metabolizmasını ve kas kasılmasını kapsar. Çünkü bir endotermin günlük
kalori alımının çoğu özellikle soğuk havalarda ısı üretimine harcanır.
Endoterm, aynı boyuttaki bir ektotermden daha fazla yemek yemelidir. Isı
radyasyon, kasılma ve daha soğuk bir çevreye geçiş ile kaybolur. Bir kuş veya
memeli ısı kaybını ve ısı alımını geniş sınırlar arasında kontrol edebilir.
Eğer hayvan çok soğursa kasılarak ısı üretebilir (titreme veya egzersiz) ve
izolasyonu arttırarak ısı kaybını azaltabilir. Eğer çok sıcaklarsa ısı kaybını
arttırır ve kazancını ise azaltır.
Hickman Zoology
Çeviri : Melisa Bengü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder